Ali Babacan 4 Nisan 1967 tarihinde Ankara'da doğmuş olup, TED Ankara Koleji'nde eğitim hayatına başlamış, másrasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi endüstri mühendisliği ile Northwestern Üniversitesi'nde işletmeye yönelik mali analiz bölümünde mastır derecesi kazanmıştır. Ayrıca merkezi Chicago’daki Kellogg School of Management’da da ekonomi ve finans üzerine yoğunlaştı.
2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) kurucu üyesi olan ve üç dönem boyunca mecliste Ankara milletvekilliği yapan Babacan, 2002-2015 yılları arasında aralıksız olarak 13 yıl hükûmette çeşitli görevler aldı. Hizmetler acısından Babacan, 2023 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aktif bir konumda bulundu ve "Altılı Masa" adı verile ülke yönetim parametrelerine ilişkin bir yapıya destek verdi.
Türkiye'de yürüttüğü görevlerin yanı sıra, Babacan ekonomi konusunda önemli bir figür olmuştur. Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı'nda küresel gelişmeleri değerlendirebildiği oturumları yönetmiş olup, G20 zirvesi ve Batı Balkan ülkelerinin entegrasyonu gibi konulara odaklanmıştır.
2023 senesinde, Türkiye'nin sağ yanının karanlık bir noktayı doldurabilecek potansiyele sahip bir merkez sağ partisini oluşturma potansiyeli olan birleşme tartışmaları döneminde aktif bir rol oynadı. Hatta hiçbir genel başkanlık pozisyonuna atanmadan grubun lideri olma önerisi Babacan'a geldi ancak Babacan, bunu sürdürülemez ve karmaşık olduğu gerekçesiyle düşündü.
30 Eylül 2023 tarihinde ise DEVA Partisi'nin 1. Olağanüstü Kongresi'nde Babacan, parti'nin seçim sonuçlarını ve ilerleyişi değerlendirdi. Bu toplantıda ülkenin siyasi erklerinin DEVA Partisi anlayışının ne denli etkilendiğini dile getirdi ve parti adına muhalefetten gelen eleştirilere karşı savundu.
Babacan, özellikle Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalara dair sert tavrı, gelecek dönemin politik figürlerinin dikkatini çeken bir konu olmuştur. Bunun yanı sıra, Babacan'ın yerel seçimlere yönelik ilerletmeyi düşündüğü agresif stratejisi de önemli bir kısmını hedefleyen politikasının bir parçasıdır. Babacan, İstanbul'daki aday çıkarmaya değil, genel oy yüzdesini artırmaya odaklandığı bir seçim kampanyası öngörüyor.
