Robert Koleji

Robert Koleji

Robert Kolej, ABD sınırları dışında kurulmuş olan en eski Amerikan eğitim kurumudur. 1863 yılında erkek öğrencilere hizmet vermek amacıyla Bebek’te kurulan okulu, 1871 tarihinde kız öğrencilere eğitim veren Amerikan Kız Koleji takip etmiştir. 1971 yılında bu iki okulun birleşmesiyle Robert Kolej’de karma ortaöğretim verilmeye başlanmıştır. Robert Kolej, kuruluşundan günümüze, 160 yıldır çeşitli evrelerden geçerek Türkiye’nin en köklü ve önde gelen eğitim kurumlarından biri olma niteliğini sürdürmüştür...

Öne çıkan Robert Koleji Mezunları

Ayşe Kulin

Ayşe Kulin

Ayşe Kulin (d. 26 Ağustos 1941, İstanbul), Türkiye'nin en tanınmış ve saygın yazarlarından biri olmanın yanı sıra, aynı zamanda başarılı bir gazeteci ve ödüllü bir romancıdır. Yazdığı biyografik romanlar ve kitaplar, Türkiye'de en çok okunan ve beğenilen eserler arasına girdi ve birçok ödüle layık görüldü. Robert Koleji'nden mezun olan Kulin, edebiyat ve tarih üzerine yoğun bir ilgi göstermiştir. İstanbul'un o zamanki atmosferini ve sosyal koşullarını büyüleyici bir şekilde anlatan Kulin, okurlarının kalbine dokunmayı başarabilmiştir. 1941 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Kulin, tarih ve edebiyatla erken yaşlarda tanışmıştır. Yaşamını tümüyle yazmaya adamış olan Kulin, geniş bir okuyucu kitlesi ile buluşmasını sağlayan "Adı: Aylin" isimli kitabıyla büyük bir ün kazandı. Onun eşsiz anlatımı ve akıcı üslubu ile zarif bir yalınlık oluşturarak, okuyucularını kendine hayran bırakmıştır. Robert Koleji'ndeki eğitimi boyunca İngilizce, edebiyat, tarih ve felsefeye özel bir ilgi gösteren Kulin, bu ilgisi ve tutkusu sayesinde başarıya ulaşmıştır. Onun edebiyatla olan bağı, Robert Kolejiyle daha da güçlenmiş ve daha sonra çizeceği yazarlık yolunda ona rehberlik etmiştir. Kendini edebiyat ve sanata adayan Kulin, durdurulamaz bir tutkuyla çalışmalarını sürdürmüştür. İstanbul'da doğup büyüyen ve daha sonra Robert Koleji'nden mezun olan Kulin, İstanbul'un renkli tarihini ve kültürel dokusunu tüm çarpıcılığıyla kaleme alabilmiştir. Ayşe Kulin, gençlere hayallerini takip etmeleri, tutkularını keşfetmeleri ve kendilerini geliştirmeleri için ilham veriyor. Onun başarı hikayesi, gençlerin kendi yeteneklerini keşfetmeleri ve hedeflerine ulaşmak için çalışmaları gerektiğinin mükemmel bir örneğidir. Kulin'in ayrıca, başarıyı elde etmek için sadece yetenek ve tutkunun yeterli olmadığını, aynı zamanda çok çalışmanın ve azmin de gerektiğini göstermektedir. Kısacası, Ayşe Kulin, okuyucularına sadece yazdıklarıyla değil, aynı zamanda yaşamıyla da ilham veren bir yazardır.

Robert Koleji

Robert Koleji
Yazar
Ömer Koç

Ömer Koç

Mehmet Ömer Koç, 24 Mart 1962 tarihinde Ankara'da doğdu. Kendisi, Türkiye'nin saygın ve önemli iş insanlarından Rahmi Koç'un oğlu, Mustafa Koç'un kardeşi ve Ali Koç'un ağabeyidir. Ömer Koç, lise eğitimini İstanbul'un en köklü ve prestijli okullarından Robert Koleji'nde tamamladı. Robert Koleji'nde aldığı kaliteli eğitim, onun hayatta önemli adımlar atmasına yardımcı oldu. Robert Koleji'ndeki başarılı eğitim hayatının ardından Ömer Koç, yükseköğrenimini tamamlamak için Amerika'ya gitti. Orada Ivy League üniversitelerinden Columbia Üniversitesi’ne girdi. Bu üniversitede Antik Yunan Tarihi ve kültürü üzerine lisans eğitimi aldı ve 1985 yılında mezun oldu. Lisans hayatı boyunca da başarıları ile adından söz ettirmeyi başardı. Ömer Koç, Columbia Üniversitesi'nden lisansını aldıktan sonra, iş yaşamına daha donanımlı bir biçimde devam etmek için aynı üniversitenin işletme fakültesinde yüksek lisans derecesi aldı. Bu adımı ile bilgisine bilgi katarak, iş hayatında başarılı olmanın yollarını açtı. 2008 yılında Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekilliği ve TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini üstlenen Ömer Koç, ağabeyi Mustafa Koç'un 2016'da vefatının ardından Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildi. Bu görevi sürdürürken Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliği de yapmaktadır. Sanata ve edebiyata olan ilgisi ile tanınan Ömer Koç, dünyanın en büyük Osmanlı tarihi kitap koleksiyonunun ve dünyanın en büyük İznik tabak ve obje koleksiyonunun sahibidir. Bu ilgisi ve bilgisi, onun birçok sergi ve müzede önemli rol almasını sağlamıştır. Yine aynı şekilde Fransız edebiyatının önemli yazarları Baudelaire, Proust ve Balzac'ın orijinal imzalı eserlerinin de sahibidir. Koç ailesinin geleneksel olarak sürdürdüğü TÜPRAŞ ve Tofaş'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinin yanı sıra; Aygaz ve Arçelik' te Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği yapmaktadır. Ömer Koç, ayrıca Koç ailesinin önderliğinde kurulan Türk Eğitim Vakfı'nın mütevelli heyet başkanıdır. Robert Koleji’nde başladığı başarı dolu yolculuğunu iş hayatında da sürdüren Koç, liderliği, vizyonu ve çalışkanlığı ile genç nesillere örnek olmaktadır. Ömer Koç, sergilediği azim, çalışkanlık ve kendini sürekli geliştirme arzusu ile gençlere ve ailelere ilham vermeye devam etmektedir.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Orhan Pamuk

Orhan Pamuk

Orhan Ferit Pamuk, 7 Haziran 1952'de İstanbul'da doğdu. Türkiye'nin en önemli yazarlarından biri olan Pamuk, genç yaşta yazmaya başladı ve gençliği boyunca birçok ödül kazandı. Ancak, onun en büyük başarısı 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmak oldu. Bu ödülü kazanan en genç yazarlardan biri oldu ve bu ödülü kazanan ilk Türk oldu. Pamuk, ilkokul yıllarından itibaren yazmaya başladı. Ailesi Batı'yı seven, seküler ve varlıklı bir orta sınıf aile idi. Ailesinin zenginliği ve eğitimine verdiği önem, onun bir yazar olarak gelişiminde büyük rol oynadı. İstanbul'un Nişantaşı semtinde büyüdü ve burada yaşamının çoğunu geçirdi. Orhan Pamuk, prestijli Robert Kolej'inden mezun oldu ve ardından bir süre İstanbul Teknik Üniversitesi'nin mimarlık bölümünde öğrenim gördü. Ancak yazmaya olan tutkusu onu gazetecilik eğitimi almaya yönlendirdi ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nden mezun oldu. Bu eğitim yılları, Pamuk'un yazarlık kariyerinde önemli bir yere sahiptir. Kendi ülkesinin ve kültürünün anlamını ve değerini daha iyi anlama fırsatı bulmuştur. Nobel ödüllü yazar, başarıyla dolu bir kariyeri olan Orhan Pamuk, gençler ve aileler için büyük bir ilham kaynağıdır. Kendini yazmaya adamış ve bu alanda başarıya ulaşmış bir kişi olarak Pamuk, hayallerinin peşinden gitmenin ve tutkularını izlemenin önemini vurgulamaktadır. Kendi hayatı ve başarıları, gençlerin kendi hedeflerine ulaşma konusunda ne kadar kararlı olmaları gerektiğinin canlı bir örneği olarak hizmet etmektedir. Pamuk'un hayatı, eğitimin gücü ve önemine de dikkat çekmektedir. Robert Kolej gibi prestijli bir okulda eğitim görmüş olması, onun yazarlık yeteneklerini geliştirmede ve kariyerinde ilerlemede önemli bir role sahip olmuştur. Gençlere ve ailelerine, eğitim yoluyla kişisel ve profesyonel hedeflere ulaşmanın mümkün olduğunu göstermektedir. Orhan Pamuk, genç kuşaklara ve ailelerine ilham veren bir figürdür. Başarısını ve kazandığı saygıyı sadece kendi çalışmalarına değil, aynı zamanda eğitimine, tutkularına ve hedeflerine olan bağlılığına borçludur. Onun hikayesi, gençlerin kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve kendi hedeflerine ulaşmaları için onlara ilham verebilir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Yazar
Zeki Alasya

Zeki Alasya

Zeki Alasya, bir Osmanlı sadrazamı olan Kâmil Paşa'nın yeğeni olarak 18 Nisan 1943 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Robert Koleji'nden mezun olan Alasya, eğitim sürecinde aldığı kaliteli ve disiplinli eğitim, onun sanat hayatında önemli bir temel oluşturdu. Bu saygın kurumdan alınan eğitimin birçok fırsatı beraberinde getirdiği bilinciyle, genç yaşta sanat dünyasına adım attı. 1959 yılında MTTB tiyatrosunda amatör olarak başladığı tiyatro hayatı, Alasya'nın yeteneğinin ve sevgisinin bir göstergesiydi. Tiyaatro dünyasında Arena, Genar ve Ulvi Uraz gibi önemli tiyatrolarda çalışma fırsatı buldu. Ancak en etkili projelerinden biri, Haldun Taner, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan ile birlikte kurduğu Devekuşu Kabare Tiyatrosu oldu. 1973 yılında sinema dünyasına adım atan Alasya, Metin Akpınar ile oluşturduğu ikili, Türk sinemasında büyük bir etki yarattı. Bu ikili, birçok filmde yer alarak Türk sinemasını şekillendiren isimlerden oldu. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'ndan Devlet Sanatçısı unvanını alması, Alasya'nın sanata olan etkisini ve başarısını kanıtlıyor. Alasya, Türk sinemasında birçok unutulmaz film ve karaktere hayat verdi. Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Güler Misin Ağlar Mısın, Nereye Bakıyor Bu Adamlar, Hasip ile Nasip gibi filmlerle birlikte geniş kitlelere ulaştı ve bir neslin aklında yer edindi. Türk sinemasına olan etkisi, komedyen olarak kazandığı ün ve sevgi ile taçlandı. Kariyerinin son dönemlerinde, daha çok dizi projelerinde yer alarak genç nesillerle de bağlantı kurmayı başardı. Zeki Alasya'nın hayat hikayesi, gençlere ve ebeveynlere, hedeflerine ulaşmak için gereken azim ve tutkunun ne olduğunu gösterebilir. Başarıya giden yolun kolay olmadığını, ancak disiplinli, kararlı ve tutkulu olanların bu yolda ilerleyebileceğini bizlere öğretiyor. Alasya, zorluklara rağmen hedeflerinin peşinden koşarak ve sanata olan aşkını hiçbir zaman kaybetmeyerek büyük başarılar elde etmiş, kalbimizde taht kurmuş bir sanatçıdır. Maalesef 2015 yılında 72 yaşında hayatını kaybeden Zeki Alasya, ardında bıraktığı zengin sanat mirası ile hatırlanıyor. Ancak onun hayat hikayesi, gençlere ve ebeveynlere, hedeflere ulaşmanın ve hayalleri gerçekleştirmenin mümkün olduğuna dair umut ve ilham veriyor.

Robert Koleji

Robert Koleji
Oyuncu
Serdar Erener

Serdar Erener

Serdar Erener, daha genç yaşlarından itibaren bir vizyona sahip bir bireydi. 1960 yılında İstanbul'un Üsküdar ilçesi Zeynep Kamil mahallesinde dünyaya geldi. Babası bir avukat, annesi ise bir mimar olan Serdar, hayatının erken dönemlerinde karmaşık düşünceler ve fikirlerle büyüdü. Kendisi Eurovision şarkı yarışmasında birinci olan Sertab Erener'in ağabeyidir. Serdar, eğitim hayatına Robert Koleji'nde başladı. Robert Kolej, ona sadece bir eğitim vermedi; aynı zamanda dünya görüşünü, insanları anlama ve hayata dair derin anlayışları da şekillendirdi. O, her zaman içinde diplomat olma amacıyla yaşayan ve bu nedenle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne kaydolan bir kişi olarak biliniyordu. Ancak, tarihi mevcut yaşam ve zamanın olaylarına uyarlama yeteneği onu Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'ne çekti. Reklamcılık yolculuğuna 1985'te metin yazarı olarak başladı. Kariyerinde elde ettiği başarılar ardı ardına geldi ve 1995'te Young & Rubicam/Reklamevi'nin CEO'su oldu. Bir lider olarak, çalışanlarına ilham verdi ve hayallerini gerçekleştirmeleri için onları cesaretlendirdi. Kırmızı çizgisinin kalitesi ve inovasyon olduğunu her zaman belirtti ve bu, onun başarısının sırrıydı. Serdar'ın aile hayatı da onun profesyonel başarıları kadar etkileyicidir. İki çocuğunun babası, ilk eşi Serra Erener'den ayrıldıktan sonraki 8 yıl boyunca onlarla güzel bir ilişki kurmayı başardı. 2010 yılında Nil Karaibrahimgil ile evledi ve Aziz Arif adında bir çocukları oldu. Aile hayatı, onun için hep bir önceliktir ve ona ilham verir. Serdar Erener, başarının bir yolculuk olduğuna inanan bir örnek bir liderdir. Her zaman bir vizyoner olmuş ve hayatının her alanında mükemmellik için çaba sarf etmiştir. Kendi başarı hikayesi, gençlerin hayal kurmaları ve hedeflerine ulaşmaları için ilham verirken, aynı zamanda ebeveynlere de çocuklarının potansiyelinin farkına varmaları için ilham veriyor.

Robert Koleji

Robert Koleji
Oyuncu
Serdar Bilgili

Serdar Bilgili

Serdar Bilgili, 21 Temmuz 1963 doğumlu bir iş adamı, spor yöneticisi ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün 31. başkanıdır. Bilgili'nin başarı dolu hikayesi, onun çok yönlü yeteneklerini ve kararlılıkla nasıl ilerlediğini gözler önüne serer. İstanbul Beşiktaş'ta doğup, Türkiye'nin en prestijli okullarından biri olan Robert Kolejinde lise eğitimini tamamladıktan sonra, Amerika'da Redlands Üniversitesi'nde işletme ve fotoğrafçılık okudu. Bilgili'nin Robert Koleji'nde aldığı eğitim, onun hem ulusal hem de uluslararası başarısının temelini oluşturdu. Gayrimenkul ve turizm sektöründe büyük bir isim olan Serdar Bilgili, kendi holdingi Bilgili Holding'in Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlenmiştir. Ayrıca Türkiye ve Amerika'da gayrimenkul sektöründe yatırım yapmaya devam etmektedir. Emeklerinin karşılığını alan Bilgili, iş dünyasında sayısız ödül ve takdir kazanmıştır. 2008 ve 2009 yıllarında, İstanbul Turizm Ödülü ve Londra'da Urban Land Institute ödülü gibi prestijli ödüllere layık görülmüştür. Serdar Bilgili sadece bir iş adamı değil, aynı zamanda bir fotoğraf sanatçısıdır. Amerika'da iki fotoğraf sergisi açmış ve 2007 yılında İstanbul'da "Engellere Rağmen..." adlı fotoğraf sergisini düzenlemiştir. Sanat eserleri, 2008 yılında aynı başlıkla yayınlanan bir kitapta toplanmıştır. Bilgili'nin başarılı kariyeri, gençlere ve ebeveynlere ilham verici bir örnek olmuştur. Tüm zorluklara rağmen hayallerinin peşinden gitmeyi ve hedeflerine ulaşmayı başaran Bilgili, kararlılığının, eğitimine olan bağlılığının ve sektördeki yeteneklerinin bir sembolüdür. Hem çocuklara hem de yetişkinlere Bilgili'nin hikayesi, eğer yeterince çabalarsak ve hayallerimize inanır ve onların peşinden gidersek, her şeyin mümkün olduğunu hatırlatmaktadır. Kısacası, Serdar Bilgili, başarıya ulaşmanın sınırlarının olmadığını kanıtlayan ilham verici bir örnektir. Hayal gücü ve azmi her genç için bir model olan Serdar Bilgili'nin hikayesi, kendimizi en iyi şekilde nasıl ifade edebileceğimiz ve hayallerimizi nasıl gerçekleştirebileceğimiz konusunda bize ilham veriyor.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Tomris Uyar

Tomris Uyar

Tomris Uyar (15 Mart 1941, İstanbul - 4 Temmuz 2003, İstanbul), Türk öykü yazarı ve çevirmen. Ülkemiz yazarlarının parlak bir örneği olan Tomris Uyar, Robert Koleji ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi gibi eşsiz eğitim kurumlarından mezun olmuştur. Başarılı bir öğrencilik hayatı ardından kariyerine ilk adımlarını atmış, kalemi ve zekasıyla Türk edebiyatına önemli bir damga vurmuştur. Eğitim hayatının ilk yıllarında İngiliz Kız Ortaokulu'nda ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde, şimdiki adıyla Robert Koleji'nde okumuştur. Bu elit eğitim kurumlarında aldığı nitelikli eğitim, onun bakış açısını ve yazı dilini derinden etkilemiştir. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne bağlı Gazetecilik Enstitüsü'nde okumuş ve 1963 yılında mezun olmuştur. Tomris Uyar, eğitim hayatı boyunca hep başarılı ve özverili bir öğrenci olmuştur. Bu özveri ve ciddiyet, onun hayata dair sıradışı bakış açısını ve edebi yeteneğini oluşturmuştur. Tomris Uyar, kariyerine Papirüs dergisi kurucularından biri olarak başladı. Deneme, eleştiri ve kitap tanıtma yazıları Yeni Dergi, Soyut, Varlık gibi dergilerde yayımlandı. Yazarlık yeteneğini ve özgün bakış açısını da burada gösterdi ve toplumun geniş kesimlerinden takdir kazandı. Yazarın on öykü derlemesinden Yürekte Bukağı ile 1979, Yaza Yolculuk ile 1986 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanması, onun edebi başarısını ve yeteneğini kanıtlar niteliktedir. 60’ı aşkın çevirisi kitaplaşan Uyar’ın günlükleri, “Gündökümü” genel başlığı altında, yayımlandı. Özel hayatında da birçok zorlukla karşılaşan Tomris Uyar, bu zorlukları yazılarına yansıtarak okurlarına ilham vermiştir. İlk evliliğinin ardından yaşadığı büyük acı, onun yazılarına yansıyan duygusal derinliği artırmıştır. İkinci evliliğini şair Turgut Uyar ile yapan Tomris Uyar, yemek borusu kanseri nedeniyle 2003 yılında aramızdan ayrılmıştır. Tomris Uyar, eğitim hayatındaki başarısı, edebi yeteneği ve özel yaşamındaki zorluklara rağmen gösterdiği güç ile gençlere ve ailelerine ilham veren bir isimdir. Onun hikayesi, hedeflerine ulaşmak ve başarıya ulaşmak için çaba sarf eden herkese yol gösterici niteliktedir. Her şeye rağmen hayallerinden vazgeçmeyen ve zorlukların üstesinden gelen Tomris Uyar, gençlerimize birçok değerli ders sunmaktadır.

Robert Koleji

Robert Koleji
Yazar
Nedim Saban

Nedim Saban

Nedim Saban, 1967 doğumlu Türk tiyatro ve dizi oyuncusu, televizyoncu, aynı zamanda Türkiye Musevilerinin eski hahambaşı Rafael Saban'ın torunu. Bu deneyimli ve yetenekli sanatçının yaşamının temeli kısmen Robert Koleji'nde atıldı. Saban, hayatının önemli bir dönüm noktasını, kendi yeteneklerini keşfedip geliştirdiği bu prestijli okulda geçirdi. 1976'da çocuk oyunları yazmaya başladı ve 1979'da çocuk hakları üzerine yazdığı bir oyunla UNICEF’in bir yarışmasında dereceye girerek, tiyatroya olan tutkusunu keşfetti. Bu oyun İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda sahnelendi ve fiilen Nedim Saban'ın tiyatro dünyasına adım attığı an oldu. Robert Koleji'nde öğrenim gördüğü sırada, çocuklara tiyatro götürme ilkesiyle "Beş Kafadarlar Çocuk Tiyatrosu"nu kurdu. Dört yıl boyunca bu tiyatroya altı oyun sahneye koydu ve bu oyunlarda rol aldı. Saban'ın Robert Koleji'ndeki eğitimi ona sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda liderlik, yaratıcılık ve disiplin gibi hayatın her alanında kullanılabilecek beceriler kazandırdı. Başarıya giden yolu çizen bu kritik yıllar, Saban'ın sanatçı kimliğini şekillendiren ve ona ileride büyük başarılar kazandıracak olan değerlerini ve becerilerini kazandığı dönem oldu. Robert Koleji mezunu olan Saban, hayatının bir sonraki evresinde ABD'ye gitti ve yedi yıl boyunca tiyatro, sinema ve televizyon eğitimi aldı. Yüksek öğrenimini New York Üniversitesi'nde Tiyatro yönetmenliği bölümünde yüksek dereceyle tamamladı. Saban, sahneye koyduğu oyunlarla 1000 yönetmen arasından 3 kişiye verilen bir reji bursuna layık görüldü. Saban, Türkiye'ye döndükten sonra Tiyatrokare adlı özel tiyatroyu kurdu ve prodüktörlüğünü ve yönetmenliğini üstlendi. Ayrıca birçok televizyon programında sunuculuk yaptı ve popüler "Dr. Stress" programını sundu. Oyunculuk yeteneklerini televizyon dizilerinde de gösterdi. Nedim Saban'ın başarısı, eğitim hayatı boyunca Robert Koleji'nde elde ettiği disiplinli ve kararlı kişiliği ile birleşti. O, gençlere, zorluklara rağmen içindeki tutkuyu takip etmeyi ve hayallerine ulaşmak için mücadele etmeyi öğretiyor. Saban, zorlukların üstesinden gelme ve hedeflerini gerçekleştirme konusunda bir piyano gibi ayakta durmak için direnci olmayan bir cisim olmayı öğrenmenin önemine dair güçlü bir mesaj veriyor. Nedim Saban'ın hayatı, gençlerin ve aynı zamanda onların ebeveynlerinin kendi yeteneklerini keşfetmek, geliştirmek ve bunları en iyi şekilde kullanmak için ilham alabileceği bir hikayedir. Robert Koleji'ndeki eğitimi, başarılı bir sanatçı ve kişi olma yolunda Saban'ı etkilemiş ve ona bu yolculukta rehberlik etmiştir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Oyuncu
Alp Yalman

Alp Yalman

Osman Alp Yalman, 1940 doğumlu Türk iş insanı ve sanayicidir. Yüksek öğrenimini Lozan Üniversitesi Siyasal ve Sosyal İlimler Bölümü'nde tamamlamış olan Alp Yalman, Robert Koleji’nde aldığı eğitimle hayata atılmış ve bu yolda pek çok başarıya imza atmış bir kişidir. İngilizce, Fransızca ve Almanca bilmek gibi bir dizi dil yeteneğine sahip olan Yalman, küresel anlamda da başarılı bir iş adamı olma yolunda ilerledi. Alp Yalman’ın hayat hikayesi, gençler için büyük bir ilham kaynağıdır. Galatasaray Spor Kulübü'nde 1973 yılında yönetim kurulunda göreve başlamış olan Yalman, 1990 yılından 1996 yılına kadar olan dönemde kulüp başkanlığına kadar yükselmiştir. Bu dönem, Galatasaray'ın tarihinde önemli bir dönüşüm dönemi oldu. Kulüp, Yalman'ın liderliğinde iki defa lig şampiyonluğu, Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanmıştır. Yalman'ın liderlik etme yeteneği ve kararlılığı, onun sadece iş dünyasında değil, spor dünyasında da başarılar elde etmesini sağladı. 2002-2006 yılları arasında Özhan Canaydın yönetiminde görev almasının ardından, 2006 yılında başkanlık için tekrar aday oldu. Ancak bu seçimi Özhan Canaydın kazandı. 2014 yılında ise Ünal Aysal'ın görevinden istifa etmesinin ardından Duygun Yarsuvat ile başkanlık yarışına girdi. Ancak girdiği seçimi kaybetti. Bu süreç, Yalman'ın her ne olursa olsun pes etmemeyi, her başarısızlığın ardından yeniden ayağa kalkmayı ve hedeflerinin peşinden gitmeyi sürdürmesiyle önemli bir öğreti sağladı. 2021 yılında ise Burak Elmas'ın listesinden disiplin kurulu başkanı oldu. Yalman’ın hayat hikayesi, gençlere ve ailelerine, başarının her zaman kararlılık, tutku ve sıkı çalışma gerektirdiğini göstermektedir. Kendi vizyonunu oluşturabilme, başarısızlıkla başa çıkma ve hedefe ulaşma konularında tüm gençlere ilham veren bir örnektir.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Ayşe Soysal

Ayşe Soysal

Ayşe Soysal, 24 Haziran 1948'de İstanbul'da doğdu. İlk gençlik yıllarını tarihle yoğrulmuş Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde geçirdi. Orada öğrencilere sadece akademik bilgi verilmiyordu; aynı zamanda araştırma yapmayı, sorgulamayı ve bilim yolunda bir aşk uyandırmayı öğrendi. 1967 yılında bu prestijli okuldan mezun oldu ve zorlu bir geçiş yapmaya karar verdi: mühendislik öğrencisi olarak Robert Kolej Yüksek Okulu'na girdi. Ertesi yıl fizik bölümüne geçti ve ardından matematik bölümüne devam etti. Robert Kolej'deki eğitimi, ona sadece mükemmel bir akademik temel vermekle kalmadı; aynı zamanda hayatta başarı için gerekli olan karakteri ve hırsı da aşıladı. Soysal, 1971 yılında Fizik-Matematik çift ana dal programından üniversite birincisi olarak mezun oldu. Robert Kolej'de edindiği bilgi ve deneyimle, Ayşe Soysal, bir Fulbright bursu ile Amerika'ya gitti ve Michigan Üniversitesi'nde matematik alanında yüksek lisansını tamamladı. Ayrıca, başarılı Asyalı kadın doktora öğrencilerine verilen prestijli Betsy Barbour bursunu aldı. Böylece, 1976 yılında aynı üniversiteden doktora derecesini alarak Türkiye'ye döndü. Dönüşünden hemen sonra, Ayşe Soysal Boğaziçi Üniversitesi'nin matematik bölümü öğretim üyesi oldu. 1981'de doçent ve 1991'de profesör unvanını aldı. Aynı zamanda, Boğaziçi Üniversitesi'nin 2004-2008 yılları arasındaki rektörü olarak görev yaptı. Bir kadın matematikçi olarak, genç kızların kendi bilim ve akademik hedeflerine ulaşmaları için ilham veren bir model oldu. 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli olduğunda, Soysal'ın bilime olan tutkusu ve eğitimdeki mükemmeliyet arayışı durmadı. Emekli olduktan sonra yarı zamanlı olarak İstanbul Şehir Üniversitesi’nde dersler vermeye devam etti ve 2015-2019 arasında Kadir Has Üniversitesi mütevelli heyetinde yer aldı. Ayşe Soysal'ın başarıları, gençler ve ebeveynleri için ilham verici bir örnek olmanın yanı sıra, sıkı çalışmanın, hedeflere ulaşmanın ve bilime olan tutkunun önemini vurgulamaktadır. Onun hikayesi, gençlerin bilime olan ilgilerini kovalamaları gerektiğini ve bilim dünyasının her yerde, her zaman açık olduğunu hatırlatıyor.

Robert Koleji

Robert Koleji
Bilim İnsanı
Can Kozanoğlu

Can Kozanoğlu

Can Kozanoğlu, 1963'te parlak bir geleceğin kapılarını aralamış, Adana'da dünyaya geldi. Zamanın ilerleyişi onu Robert Koleji'ne ulaştırdı, üstün başarıları ve sıradışı düşünme kabiliyeti onu her zaman ayrıştırdı. Kolej hayatı onun sadece akademik yönden değil, aynı zamanda sosyal ve etik değerler konusunda da dolu dolu bir eğitim almasını sağladı. Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra, Can Kozanoğlu hayatının bir sonraki aşamasına geçti ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'ne kaydoldu. Burada sosyolojik düşünceye olan ilgisi ve tutkusu daha da büyüdü. Kozanoğlu'nun profesyonel kariyeri, 1981'de Hayat dergisinde gazeteci olarak başladı. Buradan itibaren önemli gazete ve dergilere katkıda bulundu, ayrıca çeşitli mizah dergilerine takma isimlerle yazılar yazdı. Yıllar boyu TRT'de Okudukça adlı kitap programını sundu ve daha sonra gazetecilik kariyerine CNN Türk ve NTV'de sunucu, belgeselci ve yönetici olarak devam etti. Sosyoloji alanında popüler kültür üzerine yoğunlaştı, ilk kitabı "Bu Maçı Alıcaz" 1990'da futbol tutkusunun toplumsal boyutlarını inceledi. Çok sayıda başarılı kitap ve makalenin ardından, ilk kurgusal denemesi olan "Acemi Eğitimi" 2005 yılında yayımlandı. Can Kozanoğlu'nun hayatı, gençlerin ve onların ebeveynlerinin ilham alabileceği, eğitimli, farklı düşünen ve sürekli ilerleyen bir kişinin hayat hikayesidir. Robert Koleji'ni ve Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirecek kadar yetenekli olan ve gazetecilik, televizyonculuk ve yazarlık gibi birçok alanda başarı kazanan bir kişi. Odaklanma, disiplin, azim, yaratıcılık ve tutku; Kozanoğlu'nun başarısının arkasındaki anahtar faktörlerdir ve bu değerler onun gençler ve ebeveynler için mükemmel bir rol model olmasını sağlar. Tüm gençlere, Can Kozanoğlu'nun hayat hikayesini örnek olarak alarak, kendi tutkularını takip etmeleri ve hayallerini gerçekleştirmek için eğitime ve bilime olan inançlarını korumaları tavsiye edilir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Yazar
Abidin Dino

Abidin Dino

Abidin Dino, modern Türk resminin öncüleri den biriydi, kalbindeki aşk ve tutkuyla geleneksel çizgilerden saparak sanatını yeniliklerle süslemeyi başardı. Sanat dünyasının tüm alanlarına hakim olan Dino, sadece ressam olarak tanınmakla kalmayıp, karikatürist, yazar ve film yönetmeni olarak da adını duyurmuştur. Dino, 23 Mart 1913'te İstanbul'da doğdu. Ailesi, doğumundan hemen sonra Cenevre'ye ve ardından Fransa'ya taşındı. Bu nedenle genç Abidin, çocukluğunu ve gençliğini farklı kültürlerle tanışarak ve onları içselleştirerek geçirmiştir. Bu, sanatını ve vizyonunu doğrudan etkileyen çok önemli bir faktördür. 1925 yılında ailesi ile birlikte İstanbul'a dönüş yaptı ve prestijli Robert Koleji'nde öğrenim görmeye başladı. Ancak anne ve babasının ard arda ölümü ve sanata olan yoğun ilgisi nedeniyle eğitimini yarıda bıraktı. Ancak bu, onun başarısını engellemedi, tam tersine ona kendini sanatına tamamen adama fırsatı verdi. İlk çizimleri ve yazıları çok genç bir yaşta yayınlandı ve yetenekli bir ressam olarak kabul edildi. Abidin Dino, çağdaş Türk resmine yön veren D Grubu ve Yeniler Grubu gibi sanat topluluklarının öncülerinden oldu. Türkiye'nin yanı sıra Fransa, Cezayir, ABD gibi ülkelerde eserleri sergilendi ve uluslararası alanda tanındı. Abidin Dino'nun hayatı, resimlerinde olduğu kadar, yaşamı boyunca karşılaştığı zorlukları aşma ve sanatını dünya çapında tanıtma hikayesidir. Ülkesinde sürgünde yaşamasına rağmen, hiçbir zaman hedeflerinden sapmadı ve başarıya ulaştı. Öğrenciler için Abidin Dino'nun hikayesi, tutkunu olduğunuz şeyi yapmak için her zaman bir yol olduğunu ve başarıya ulaşmanın her zaman geleneksel yollarla olmak zorunda olmadığını anlatıyor. Eğer bir şeye inanıyorsanız ve bu konuda tutkuluysanız, başarı kaçınılmazdır.

Robert Koleji

Robert Koleji
Sanatçı
Bülent Ecevit

Bülent Ecevit

Mustafa Bülent Ecevit, hayatının sadece belirli bir bölümünün bir özetine sığmayacak bir kişilik. Robert Koleji'nde lise eğitimini tamamlayan Ecevit, Türk gazeteci, şair, yazar, çevirmen ve siyasetçi olarak bilinir. Ecevit'in başarı hikayesi, genç kuşaklara ilham vermek için hikayesi anlatılmaya değer bir dönüm noktası oluşturur. Ecevit, çok yönlü bir birey olarak her zaman öne çıktı. Robert Koleji'nde aldığı eğitim, onun geniş ve değişken bir bakış açısı kazanmasına yardımcı oldu. Ankara'da kişiş bir yazar, gazeteci ve çevirmen olarak kariyer yaparken, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin eski başbakanı, çalışma bakanı, devlet bakanı ve başbakan yardımcısıdır. 1974, 1977, 1978-1979 ve 1999-2002 yıllarında beş kez Türkiye başbakanlığı görevini üstlenmiştir. Ecevit, 20 Temmuz 1974 tarihinde ilk Kıbrıs Harekâtı'nı, 14 Ağustos 1974 tarihinde ise "Ayşe tatile çıksın." parolasıyla ikinci harekâtı başlatmıştır. Bu hareketlerin yanı sıra, Ecevit'in başbakan olarak yapılan reformlar ve ülkesi için attığı adımlar, onun liderlik yeteneklerini ve halkın çıkarlarını gözetme kararlılığını gösterir. Ecevit, başarı hikayesinin sadece özlü bir özetini oluşturuyor. Kapsamlı bir biyografi, onun hayatındaki her bir adımı, başarıları ve zorlukları detaylarıyla inceler. O, yalnızca bir lider değil, aynı zamanda bir öğretmendi ve Türkiye'nin modern tarihine büyük katkılarda bulunan bir vizyon sahibiydi. Ecevit'i örnek almak, gençlerin kişisel ve akademik başarılarına ilham kaynağı olabilir. Kendisini ilerletme ve topluma katkıda bulunma tutkusu, genç kuşaklara bir yol gösterici olabilir. Çalışmaları ve başarıları, her genç bireyin hayallerini gerçekleştirmek ve kendi başarı hikayesini yazmak için gereken motivasyonu sağlar. Ecevit'in hikayesi, gençler ve ebeveynler için ilham vericidir. Onun başarıları, gençlerin kendi hedeflerine ulaşma konusunda motivasyon sağlar. Ayrıca, ebeveynler, Ecevit'in hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını ve başarılarından dolayı onunla gurur duyanları göz önünde bulundurarak çocuklarının eğitimine değer katar. Sonuç olarak, Bülent Ecevit'in hikayesi, hayallerinizi takip etmenin ve bunları gerçeğe dönüştürme konusundaki kararlılığın, başarıya giden yolda büyük bir rol oynayabileceğini genç kuşaklara gösterir. Herkesin, Ecevit gibi, kendi hedeflerini belirleme ve bu hedeflere ulaşmak için hard work yapmada özgür olduğunu hatırlatır. Bu, gençler için ilham verici bir hikaye olmaya devam edecektir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Siyaset
Halikarnas Balıkçısı

Halikarnas Balıkçısı

Halikarnas Balıkçısı, bilinen gerçek adıyla Cevat Şakir Kabaağaçlı, 1890'da Girit'te doğan ve yaşamı boyunca aşkla bağlı olduğu Bodrum'u dünya edebiyatına kazandıran özgün bir yazarımızdır. 1973 yılında hayatını kaybetti, ancak eserleri ve Bodrum'a olan ölümsüz sevgisi günümüzde de canlıdır. Cevat Şakir, Osmanlı'nın saygın bir ailesine mensup olarak dünyaya geldi. Altı çocuklu bir ailenin en büyüğüydü ve ailedeki her bireyin sanata olan yeteneği ve ilgisi dikkat çekiciydi. Kardeşlerinden Fahrelnisa ve Aliye resim ve gravür alanında büyük başarılar elde etti. Bu ailenin yetenekli üyeleri arasında, Türk kadın seramik sanatının önemli temsilcilerinden Füreya Koral ile ünlü ressam Nejad Melih Devrim ve tiyatrocu Şirin Devrim de bulunuyordu. İlköğrenimini Büyükada'da tamamladıktan sonra Robert Koleji'ndeki lise öğrenimini tamamladı ve ilk yazısı İkdam gazetesinde yayımlandı. Cevat Şakir, Robert Koleji'nde edindiği bilgi ve deneyimlerle, edebiyat dünyasına ilk adımını attı. Ailesinin ısrarıyla Oxford Üniversitesi’nde tarih öğrenimi gördü, ancak asıl aşkı denizdi. 1913’te İtalyan bir hanımla evlenerek İtalya’da resim öğrenimi gördü. Ancak memleketi İstanbul'a döndüğünde, ailesiyle yaşadığı maddi ve manevi sıkıntılar, hayatının seyrini değiştirdi. Babası, Mehmed Şakir Paşa'nın vefatı sonrasında adalet önüne çıktı ve 15 yıl kürek cezasına çarptırıldı. Ancak hastalığı sebebiyle cezasının sadece yedi yılını çekti ve hapisten tahliye edildi. 1925 yılında, bir hikayesi sebebiyle tekrar yargılandı ve 'isyana teşvik' suçundan Bodrum'a sürgüne gönderildi. Ancak bu sürgün, yaşamında yeni bir sayfa açılmasını sağladı. Kendini tamamen Bodrum'a ve yazılarına adadı. Bodrum'un Antik Çağ'daki adı olan Halikarnas'ı mahlas olarak benimseyen Cevat Şakir, Bodrum'da balıkçılık yaparak doğa ile iç içe bir yaşam sürdü. Bodrum'daki hayatını ve denizciliği, eserlerine başarılı bir şekilde yansıttı ve Bodrum'un eşsiz güzelliklerini bütün dünyaya duyurdu. Halikarnas Balıkçısı, yaşamı boyunca üç kez evlendi ve bu evliliklerden beş çocuğu oldu. Çocuklarının eğitimleri için İzmir'e taşınmasına rağmen, her zaman Bodrum'a dönme özlemi içindeydi. Halikarnas Balıkçısı'nın hayatı, zorlukların üstesinden gelmenin, sevdiğin şeyi yapmanın ve hayallerine bağlı kalarak başarıya ulaşmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Edebiyat dünyasındaki başarıları ve Bodrum'a olan sevgisi onu unutulmaz kılan en önemli özelliklerinden. Bodrum'a olan sevgisi ölümünden sonra bile devam eden Halikarnas Balıkçısı'nın hikayesi, gençlere ve ebeveynlere, yaşamda aşkınızı bulmanın, hayallerinizi sürdürmenin ve zorlukların üstesinden gelmenin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Çünkü yaşam, her zaman sevdiğimiz şeyleri yapma fırsatını bize sunmaz, fakat Halikarnas Balıkçısı bunu başarmanın mümkün olduğunu göstermiştir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Yazar
Hüsnü Özyeğin

Hüsnü Özyeğin

Hüsnü Mustafa Özyeğin, 1944 yılında İzmir'de doğmuş bir iş insanıdır ve Türkiye'nin en başarılı girişimcilerinden biri olarak görülür. Özyeğin'in hikayesi, başarının sadece çabası ve çalışkanlığı sonucunda elde edilebileceğini göstermektedir. Robert Koleji mezunu olan Özyeğin, gençlik yıllarında inşaat mühendisi olmayı hedeflemiş ve bu yüzden seçimini ABD'den yana kullanmıştır. Oregon State University İnşaat Bölümü'nde okurken, finans konularına olan tutkusunu keşfetti ve bu alanda kendini geliştirmeye karar verdi. Harvard'da master derecesini tamamladıktan sonra, meşhur bir Türk iş adamı ve aynı zamanda Kolej arkadaşı olan Mehmet Emin Karamehmet'ten iş teklifi aldı. 1977 yılında, sadece 32 yaşında iken Pamukbank'ın genel müdürü oldu. Bu, onun kariyerinde önemli bir kilometre taşıydı ve 1984'te Yapı Kredi Bankası'nın genel müdürlüğüne geçti. Ancak Özyeğin'in büyük başarısı, 1987 yılında kendi bankası olan Finansbank'ı kurduğunda geldi. Özyeğin, girişimci ruhunu sadece bankacılıkla sınırlamadı. Fiba Holding bünyesinde 30'dan fazla şirketi bulunan ve 1996 yılında Gima ve Endi’yi satın alan Özyeğin, bu şirketleri Sabancı Holding'in yüzde 40 ortak olduğu CarrefourSA'ya sattı. Bunun yanı sıra, 2005 yılında İstanbul'daki Swissotel The Bosphorus'u satın alarak, turizm sektörüne giriş yaptı. Hüsnü Özyeğin, sadece iş dünyasında değil, eğitim alanında da önemli katkılarda bulunmuştur. 2007 yılında kurulan ve ismini taşıyan Hüsnü M. Özyeğin Vakfı aracılığıyla, İstanbul'da Özyeğin Üniversitesi'ni kurmuştur. Üniversite, Eylül 2011’de Çekmeköy Kampüsü'nde eğitime başladı ve "Girişimciler için Girişim Fabrikası Programı" ile genç girişimcileri desteklemektedir. Özyeğin'in yaşam öyküsü, gençler için büyük bir ilham kaynağıdır. Onun başarısı, sıkı çalışma, azim ve kararlılıkla neler başarılabileceğini göstermektedir. Özyeğin'in hikayesi, gençlerin hayallerini gerçekleştirmek için cesur adımlar atabileceğinin ve başarıya ulaşabileceğinin bir hatırlatıcısıdır. Ebeveynler ise Özyeğin'in hikayesinden, çocuklarının başarısına nasıl destek olabilecekleri konusunda ilham alabilirler.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Mehmet Emin Karamehmet

Mehmet Emin Karamehmet

Mehmet Emin Karamehmet, 1 Nisan 1944'te Mersin'in Tarsus ilçesinde doğdu. Kendi çapında bir başarı hikayesi olan Karamehmet, sıradan bir çocuktan milyarder bir iş insanına dönüşen yolculuğunda ne kadar çok çalışmanın ve hedeflere ulaşmanın önemli olduğunu vurgulayan bir simgedir. Karamehmet, eğitim hayatına, Tarsus Amerikan Koleji ve daha sonra Robert Koleji'nde devam etti. Bu okullarda aldığı eğitim, onun iş dünyasındaki başarısının en önemli taşlarından birini oluşturmuştur. İngiltere'deki Dover College'da ekonomi eğitimi alan Karamehmet, eğitim hayatının önemini ve bu alana verilen değerin, kendi başarı hikayesinin bir parçası olduğunu her zaman vurgulamıştır. 1969-1970 yıllarında Mersin İdmanyurdu'nun başkanlığına getirilen Karamehmet, birinci ligi dördüncü sırada tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı. Bu durum, Karamehmet'in liderlik yeteneklerini ve her alanda başarıya ulaşabileceğini göstermiştir. Çukurova Holding'in sahibi olan Mehmet Emin Karamehmet, otomotiv, endüstri, inşaat, iletişim ve bilgi teknolojileri, medya, taşımacılık ve hizmet, finansal hizmetler, enerji gibi birçok sektörde faaliyet göstermiştir. 1994 yılında Murat Vargı ile birlikte Turkcell'i kurdu, beş yıl sonra da Digiturk'ü hayata geçirdi. 2002 yılında Kuzey Irak'ta faaliyet gösteren petrol şirketi Genel Enerji'yi kurarak, iş yaşamında yeni bir döneme adım attı. Daha sonra şirketin %50'si Nathaniel Philip Rothschild'in kurduğu Vallares yatırım şirketi tarafından satın alınmıştır. Bu birleşme sonucunda 4 milyar dolar değerinde bir şirket ortaya çıkmıştır. Mehmet Emin Karamehmet, azimli ve hırslı bir girişimci olarak tanınır. Hayatı, gençlere başarıya ulaşmak için nasıl mücadele etmeleri gerektiğine dair bir rehber niteliği taşır. Eğitimine verdiği değer ve sürekli ilerleme arzusu ile Karamehmet, tüm gençlere olduğu gibi Robert Kolej öğrencileri için de bir ilham kaynağıdır. Kendi hikayesi, her hedefin ulaşılabilir olduğunu ve zorlukların kararlılık ve azimle aşılabileceğini gösterir.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Nejat Eczacıbaşı

Nejat Eczacıbaşı

Mehmet Nejat Ferit Eczacıbaşı, bilim, ticaret ve sanat dünyasına yaptığı öncü katkılarla tanınan bir kimyacı ve sanayiciydi. Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra, azim ve kararlılıkla yüksek öğrenimine devam etti ve kimya alanında eğitim aldı. Bilimdeki bu başarısı, onu Türkiye'de ilaç sanayisinin kurucuları arasına taşıdı. Kimi zaman zorluklarla karşılaştı ancak her daim hedeflerinden şaşmadı, cesaretini hiç kaybetmedi. Eczacıbaşı'nın hayat hikayesi, gençler için büyük bir ilham kaynağı olabilir. Eczacıbaşı, önce Almanya'daki Heidelberg Üniversitesi'nde kimya öğrenimini tamamladı ardından ABD'deki Chicago Universitesi'nden yüksek kimya diploması aldı. Her zaman bilgiye olan açlığını, araştırmalarını ve merakını korudu. Hormonlar ve vitaminler üzerine araştırmalar yaptı ve bu hatasızsız çalışmaları sonucunda Türkiye'ye döndüğünde, vitamin hapları ve vitaminli bebek maması üreten küçük bir laboratuvar kurarak ilaç sanayinde devrim yarattı. Eczacıbaşı, sadece bilimde değil, ticaret ve sanatta da vizyon sahibi bir kişi olmuştur. Eczacıbaşı İlaç Fabrikası'nın yönetimini üstlenmekte, seramik eşya imalatına girişmekte ve sermaye piyasasına girerek halka açık ilk yatırım ortaklığını kurmakta hiç tereddüt etmedi. Tüm bu çabaları Türk ilaç sanayisinin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Ayrıca, Eczacıbaşı'nın sanata olan katkıları unutulmamalı. Eczacıbaşı, Türk Eğitim Vakfı ve Uluslararası İstanbul Festivali'ni düzenleyen İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın kurucuları arasında yer alarak kültür ve sanata verdiği değeri göstermiştir. İstanbul Festivali'nin başarısından dolayı Avrupa Konseyi'nden madalya aldı. Nejat Eczacıbaşı'nın hayatı, bilime, ticarete ve sanata olan tutkusunun ve vizyonunun bir örneği olarak gençlere ilham vermelidir. Hedeflerine ulaşmak için gereken çabayı göstererek, aşılamayacak hiçbir engel olmadığını göstermiştir. Bu hikaye, gençlerin hayallerini ve hedeflerini hiçbir zaman k��çümsememeleri gerektiğini, bilgiye olan açlığını ve merakını koruyarak neler başarabileceklerini göstermektedir.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Neşe Erberk

Neşe Erberk

Neşe Erberk, 14 Ekim 1964'te İstanbul'da doğdu. Babasının işlerinin yoğun olması nedeniyle çocukluğunu annesiyle geçiren Neşe, her zaman annesinin kendisine olan desteği ve inancıyla büyüdü. İstanbul'un en köklü ve prestijli okullarından biri olan Robert Koleji'nde eğitim hayatına başladı. Bu özgün ve kaliteli eğitim kurumu, Neşe'nin hem akademik hem de sosyal becerilerini geliştirme fırsatı bulduğu bir platform oldu. Kendi deyimiyle Robert Koleji, onun hayata soluklanmasını sağladı. Bu müessesenin etkisiyle Neşe, güzellik yarışmalarına katılmaya ve kendini bu alanda ispatlamaya karar verdi. Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra, Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitim hayatına devam etti. Burada eğitimini sürdürürken, 1983 yılında katıldığı bir güzellik yarışmasında Türkiye güzeli seçildi. Bu başarı onun için sadece bir kapıyı aralamadı, aynı zamanda ona yeni bir dünyayı da gösterdi. 1984 yılında Miss Europe yarışmasında Avrupa güzeli seçilmesiyle birlikte model olarak profesyonel kariyerine başladı. Ancak Neşe'nin başarı hikayesi sadece buna sınırlı değildi. 1987 yılında kendi adına bir model ve fotomodel ajansı kurarak iş yaşamına yön verdi. Bu ajans, Neşe'nin kişiye özel defile düzenleyerek model sektörüne yeni bir soluk getirmesine ve yeni yüzler keşfetmesine olanak sağladı. Ayrıca bir dönem evli olduğu Ayk Gurdikyan'dan; Alin, Selin ve Lara adlı üçüz çocukları oldu. Çocuklarına adlarını verdiği model ajansını kurarak onların da bu sektörde adım atmalarına öncülük etti. Kızı Selin Gurdikyan, 2022 Miss Turkey'de üçüncü oldu. Neşe Erberk, her zaman gençleri ve ailelerini teşvik etmiş olan bir kadındır. Özellikle genç kızlarına ve gençlere, hayallerinin peşinden gitmeleri, başarıya ulaşmak için kararlı olmaları ve başkalarının onları etkilemesine izin vermeyecek kadar güçlü olmaları gerektiğini öğretti. Hayatı ve başarıları, gençler ve aileler için ilham verici bir hikaye olmaya devam etmektedir. Neşe Erberk, her zaman en iyi olmayı ve başkalarına en iyi fırsatları sunmayı hedefleyen bir kadındır. Onun hikayesi, gençlerin ve ailelerin başarının sınırlarının olmadığını anlamaları için harika bir örnektir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Oyuncu
Nihat Berker

Nihat Berker

Ahmet Nihat Berker, 20 Eylül 1949 tarihinde İstanbul'da doğan, saygın bir bilim insanı, değerli bir araştırmacı ve özverili bir fizik akademisyenidir. Robert Kolej'den birincilikle mezun olan Berker, bu başarısını üniversite hayatına da taşıyarak, kariyer basamaklarını hızla tırmanmıştır. Onun hayat hikayesi, genç nesillere ve onların ebeveynlerine ilham verici bir örnek oluşturmakta. Berker’in eğitim hayatı, aile kökeni kadar etkileyici ve ilham vericidir. 1963'te Saint-Joseph Fransız Ortaokulu'ndan, 1967'de ise Robert Kolej'den birincilikle mezun olan Berker, eğitimine Amerika'da, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde devam etmiştir. 1971'de fizik ve kimya alanlarında lisans, 1972'de ise fizik alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Her zaman en iyisi olmayı hedefleyen Berker, 1977'de Illinois Üniversitesi'nde fizik alanında doktora yapmıştır. Bu hedeflerinin ulaşılabilir olduğunu ve her genç bireyin hayallerini sürekli olarak zorlaması gerektiğini göstermektedir. Berker, Amerika’da kazandığı bilgi ve deneyimleri Türkiye’deki diğer gençlerle paylaşmak için ülkesine dönmüştür ve akademik hayatına burada devam etmiştir. 1979'da Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde kuramsal fizik alanında öğretim üyesi olarak görev almış ve 2004 yılına kadar tam zamanlı olarak bu görevini sürdürmüştür. Berker’in eğitim hayatındaki bu başarısı, gençlere; eğitimlerine ve kariyerlerine ne kadar önem verirlerse, o kadar başarılı olabileceklerini göstermektedir. Berker, sadece kendi ilerlemesi için çalışmayıp, aynı zamanda Türkiye'deki bilim çevrelerine de katkıda bulunmuştur. 1999 yılında İstanbul'a dönerek İstanbul Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı ve Fizik Bölümü Başkanlığı görevlerini üstlenmiştir. 2009-2016 yılları arasında ise Sabancı Üniversitesi'nde rektörlük görevini başarıyla yürütmüştür. Berker, Sabancı Üniversitesi'nde rektör olarak görev yaptığı dönemde, birçok önemli projeyi hayata geçirerek üniversitenin gelişimine katkı sağlamıştır. Bilim insanı, araştırmacı ve eğitimci Ahmet Nihat Berker’in hayat hikayesi, gençlere ve ebeveynlere, eğitime olan inançlarını ve azimlerini sürdürmeleri için güçlü bir ilham kaynağı olmuştur. Berker'ın eğitim döneminde Robert Kolej'den alınan birincilik, bilgiye duyulan tutkunun ve sıkı çalışmanın neler başarabileceğinin en güzel örneğidir. İçinde bulunduğumuz çağda, gençlerimize en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, kendilerini aşmayı hedeflemeleri ve en iyi olmayı hedeflemeleri gerektiğidir.

Robert Koleji

Robert Koleji
İş İnsanı
Seyyal Taner

Seyyal Taner

Seyyal Taner (d. 28 Eylül 1952, Şanlıurfa), Türkiye'nin en renkli ve enerjik seslerinden biridir. Türk pop ve rock müziğine unutulmaz bir katkı sağlamış, sahnelere farklılık getirmiştir. Öyle ki, Seyyal Taner sadece şarkı söyleyen bir vokalist olmanın ötesine geçmiştir. Dönemin koşulları içinde bir ilki gerçekleştirerek dansçılarıyla birlikte sahneye çıkmış, hem dans etmiş hem de şarkı söyleyebilmiştir. Ve bu yeteneklerini en iyi şekilde kullanarak, alaturka gazino kültürüne modern bir dokunuşla rock müziğini getirmiştir. İlginç sesi ve dikkat çeken kıyafetleriyle her zaman gündemde olmayı başarmıştır. Türk pop-rock müziğinin yerinde duramayan, asi, sıra dışı ve cesur sanatçısıdır. Seyyal Taner, bu başarılarına ve kültürler arası köprü kurmaya yönelik çabalarına rağmen, asla köklerini unutmamıştır. Kendisi, Farsça'da "akıcı olan" anlamına gelen "Seyyal" ismini taşır. Seyyal Taner'in müzik yolculuğunda eğitim hayatının da önemli bir payı vardır. İlköğretiminden itibaren hayatına İstanbul'da devam eder. Robert Koleji'nde eğitimini tamamlar. Okul yılları boyunca müziğe olan ilgisi ve yeteneği sayesinde İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda bale eğitimi almıştır. Bu eğitimler, Seyyal Taner'in sahnede göstermiş olduğu dans kabiliyetini beslemiştir. Robert Koleji'nden mezun olduktan sonra bir güzellik yarışmasında 3. olmuştur. Bu başarı onun kariyerinde başarılı bir dönemin başlangıcını işaret etmiştir. Seyyal Taner'in eğitim aldığı Robert Koleji, onun müzik anlayışına ve kariyerine katkıda bulunan bir başka etkendir. Robert Koleji, disiplinli ve zorlu eğitim programları ile bilinen bir okuldur. Seyyal Taner'in hayat hikayesi, başarı için ilgi, yetenek, eğitim ve çalışmanın bir araya gelmesinin önemini vurgular. Kendi sıradışı yolunu çizerek Türk pop-rock müziğine farklı bir boyut kazandıran bu sanatçının başarı hikayesi, gençler ve aileleri için ilham kaynağı olabilir. Siz de ilgi ve yeteneklerinizi keşfederseniz, eğitiminizi ve bilginizi kullanarak, kendi başarı hikayenizi yazabilirsiniz. Seyyal Taner gibi, belki siz de kendi alanınızda bir ilki gerçekleştirirsiniz. Her ne olursa olsun, unutmayın, başarı asla tesadüf değildir; yetenek, ilgi, eğitim ve çok fazla çalışma gerektirir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Oyuncu
Tansu Çiller

Tansu Çiller

Tansu Çiller, 24 Mayıs 1946 tarihinde İstanbul’da doğdu ve Türkiye'nin siyasi tarihindeki ilk ve tek kadın başbakanı oldu. Kendisi aynı zamanda tanınmış bir ekonomist, akademisyen ve siyasetçidir. Çiller, başbakanlık görevini 1993-1996 yılları arasında sürdürmüştür. Ayrıca, 1993-2002 yılları arasında Doğru Yol Partisi genel başkanlığı görevini de yürütmüştür. Çiller, ilk olarak 1991 Türkiye genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. 1991-1993 yılları arasında süren Demirel tarafından kurulan koalisyon hükûmetinde, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak yer aldı. Başbakanlık döneminde verilen düşük yoğunluklu savaş nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernleşmesi çalışmalarına katkı vermiş ve PKK'nın ABD yönetimi tarafından terörist örgütler listesine alınmasını sağlamıştır. Çiller'in başarıları sadece politikada değil akademik hayatında da göz önüne serilmiştir. İstanbul, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji ve ardından Robert Koleji Yüksek Okulunun (bugünkü adıyla Boğaziçi Üniversitesi) Ekonomi Bölümünü bitirerek öğrenim hayatına başlayan Çiller, sonrasında eşiyle birlikte ABD'ye giden ve New Hampshire Üniversitesinde yüksek lisans çalışmasını tamamlamıştır. Kendisi, doktorasını Connecticut Üniversitesinde vermiş ve doktora üstü öğrenimini Yale Üniversitesinde devam ettirmiştir. Eğitim hayatını başarıyla tamamladıktan sonra 1971-73 arasında Franklin & Marshall College'da yardımcı profesör olarak çalışmıştır. Tansu Çiller'in hikayesi, gelecek nesillere bir örnek olarak gösterilebilir. Kendisi, eğitim ve siyaset alanlarında önemli başarılara imza atarak hem Türkiye'nin ilk kadın başbakanı olmuştur hem de başarıyla tamamladığı eğitim hayatıyla akademik alanda önemli bir seviyeye ulaşmıştır. Kendi hayatını, toplum hizmetine adamış ve genç nesillere ilham veren bir lider olmuştur. Onun hikayesi, gençlerin hedeflerine ulaşmak için ne kadar zorluk olursa olsun asla pes etmemeleri gerektiğini göstermektedir. Çiller, başarıya giden yolda kararlılık, azim ve tutkunun ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.

Robert Koleji

Robert Koleji
Siyaset
Yıldız Moran

Yıldız Moran

Yıldız Moran (24 Temmuz 1932, İstanbul - 15 Nisan 1995, İstanbul), Türk fotoğrafçılığa adını altın harflerle yazdırmış, yetenekli bir sanatçı, sözlük yazarı ve çevirmendir. Türkiye’nin akademik eğitim almış ilk kadın fotoğrafçısı olan Yıldız Moran, fotoğraf sanatına özgün bakış açısı ve tutkusuyla adeta nefes vermiştir. 1932 yılında İstanbul'da doğan Moran, büyüdüğünde Türkiye'nin çeşitli yüzlerini tek başına dolaşıp fotoğraflayarak dikkat çekecek bir sanatçı olacağını o zamanlar belki de kimse tahmin edemezdi. Öğrenim hayatına Robert Koleji'nde başlayan Moran, buradaki eğitimine son sınıfta nokta koyarak, fotoğraf eğitimi almak üzere İngiltere'ye gitmeye karar verdi. Bu kararıyla, geleceğin başarılı sanatçısının tohumlarını ekmiş oldu. Londra'daki Bloomsbury Technical College ve Ealing Technical College'da eğitim gören Yıldız Moran, eğitimini desteklemek ve tecrübe kazanmak için Shakespeare Tiyatrosu'nun fotoğrafçısı John Vicker'ın asistanlığını yaptı. Burada edindiği teknik bilgi ve pratiği ile fotoğraf sanatında ustalaştı, kendine özgü bir tarz geliştirdi. 21 yaşındayken ilk fotoğraf sergisini Cambridge'de açan Moran, bu başarısıyla adını tüm İngiltere'ye duyurmayı başardı. İngiltere döneminde biri Cambridge'de, dört tanesi Londra'da olmak üzere toplam beş sergi açtı. Daha sonra İstanbul, Ankara ve Edinburgh'da sergiler açarak, sanatına olan bağlılığını tüm dünyaya gösterdi. Fotoğraflarında genellikle Anadolu temasını işleyen Moran, İspanya, Avusturya ve Portekiz’i gezerek bu ülkelerde de fotoğraf çekimleri yaptı. Portre fotoğrafçılığı ile tanınan sanatçı, Cemal Gürsel, Muhsin Ertuğrul, Haldun Taner, Mücap Ofluoğlu gibi tanınmış isimlerin portrelerini çekti. İyi derecede İngilizce bilen Moran, eşi Özdemir Asaf'ın şiirlerini İngilizce'ye çevirerek, sözlük çalışmaları yaptı. Fotoğrafçılıktaki bu başarılarının yanı sıra, Yıldız Moran, aynı zamanda da çok başarılı bir ebeveyn ve eşti. Evliliğinden sonra fotoğrafçılığı bırakan Moran, dört yılda üç çocuk dünyaya getirdi. Ancak, eşi Özdemir Asaf'ı 1981 yılında kaybettikten sonra sanatına geri döndü. Yıldız Moran, 1982 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Fotoğraf Enstitüsü'nde Onur Üyesi oldu. Ancak 1995 yılında hayatını kaybetti ve büyük bir kayıp olarak anıldı. Yıldız Moran, her zaman gençlere ve çocuklarına, hayallerini sürdürme, eğitim ve sanata olan sevginin önemini vurgulayan bir kişi olarak hatırlanacak. Her resim, her portre ve her şiir, onun başarıları ve mirası ile doludur. Yıldız Moran'ın hikayesi, bizlere başarıya giden yolun tutkudan, cesaretten ve tabii ki eğitimden geçtiğini hatırlatmaktadır. Robert Koleji'nin yetiştirdiği bu başarılı sanatçı, her zaman gençlerin ilham kaynağı olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

Robert Koleji

Robert Koleji
Sanatçı
Aslı Erdoğan

Aslı Erdoğan

Aslı Erdoğan, 8 Mart 1967'de doğmuş çarpıcı bir yeteneğe sahip olan İstanbul doğumlu bir fizikçi ve yazar. Genç yaşında, Robert Koleji'nde öğrenim gördü ve burada kendini akademik başarıya adadı. İstanbul'un tanınmış ve prestijli bir lisesi olan Robert Koleji, Erdoğan'ın hem bilimsel hem de edebi ilgi alanlarının filizlendiği yer oldu. Daha sonra, genç yaşta bilgisayar mühendisliği ve fizik alanlarında çift derece almak için Boğaziçi Üniversitesi'ne giriş yaptı. Üniversitenin fizik bölümünü bitirerek yüksek lisans yapma onuruna erişti ve asistan oldu. Cenevre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde, Higgs bozonu üzerine çalışmak için iki yıl boyunca yaşadı. Ancak, hayatı ilginç bir dönüş yaptı; fizik doktorasını yapmak üzere Brezilya'ya giden Erdoğan, iki yıl sonra bunu yarıda bırakarak yazarlığı seçti. Yazarlık kariyerine 1994'te ilk kitabı Kabuk Adam ile başlayan Erdoğan, 1996'da ilk öykü kitabı Mucizevî Mandarin'i yayımladı. Bu kitap, genç yazarın dünya çapında tanınmasına yol açtı ve yılın kitapları arasında yer aldı. Yazarlık yeteneği, sayısız ödül kazanarak sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de takdir topladı. Erdoğan'ın kitapları, Avrupa'da özellikle popüler oldu ve pek çok dile çevrildi. Eserlerinde sürekli olarak sorgulayan, cesur ve eleştirel bir zihniyetle konuları ele aldı. Onun bu etkileyici yeteneği ve kaleminden çıkan eserler, akademik kariyerinden alınan ilhamın bir göstergesi olarak görülebilir. 1999-2000 yıllarında Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yaptı ve köşe yazıları iki kitapta toplandı. 2005 yılında Fransız edebiyat dergisi Lire tarafından "geleceğin 50 yazarı" arasında gösterilen Erdoğan, kitaplarıyla ardı ardına ödüller kazandı. Aslı Erdoğan, yeteneği ve başarıları ile sadece bir fizikçi ve yazar olarak değil, aynı zamanda bir kadın ve insan olarak da ilham verici bir figürdür. Kendisini edebiyata adaması ve yazarlık dünyasında sağlam bir yer edinmesi gençler için büyük bir örnektir. Robert Koleji'nden yetişmiş ve Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitim görmüş olan Erdoğan, her yaştan insanın eğitimin gücüne inanmasını sağlıyor.

Robert Koleji

Robert Koleji
Yazar

Robert Koleji Hk. daha fazla bilgi

Tüm Liseler